26 Eylül 2011 Pazartesi

Horses

Bir kitap okudum ve kalbim degisti. Bir kitap bana butun unuttugum heyecani geri getirdi. Beni sarsmasini bekledigim aslinda bir sarkiydi ama bu kitap sarkilarini da beraberinde getirdi. Patti smith in just kids kitabindan bahsediyorum. uzun zamandir bu kadar etkilenmemistim bir kitaptan. Yazinin gucunu tekrar gormemi sagladigi icin patti smithe minnetarim ve hatta yalnizca kitaplardan ve dahasi sadece sanattan dogan bagla baglandim kendisine. Uzun zamandir okumuyor ve muzik dinlemiyordum, tamamen kisisel sebepler nedeniyle, sanatin beni buhranlara surukledigi bir donem gecirmis ve sanati tamamen birakmistim. Ucuz edebiyat urunleri ve sacma sapan dizilerle vakit oldurdum. Simdi neden bunu yaptigimi daha iyi anliyorum zira iliklerime kadar bu kitapla doldum. Neden bu kadar heyecanlandigimi dusunuyorum sanirim bu kitap bana zaman ve mekan siniri olmaksizin bizim birbirimizle garip bir bagimiz oldugunu hatirlatti. Her donemin kayip hassas ruhlari. 

Birbirimizden habersiz varolup birbirimizi ariyoruz. İste benim gibi bazen yillar sonra bulabiliyoruz aradigimizi. Dunyanin binbir kosesinde kendini Jo zanneden kizlar cetesi, bir bande a part. Bu kitap bir kez daha kendini Jo yla ozdeslestiren kadinlarin birbaska turlu oldugunu hatirlatti bana. The dreamers filmini cok sevmemden de bundan. One of us. Saf sanat ugruna satilan yakilan darmaduman edilmis ruhlar. Biz birbirimize benzeriz. Yasimiz adimiz cinsiyetimiz irkimiz yok. Ortak bir dilimiz var sadece. Yoksa new jerseyli bu amerikali kadinin 60li yillarda yasadigini izmirli bu turk kadinin 2000lerde yasamasi mumkun olmazdi saniyorum. Parisli bir erkegin 50li yillarda dunyaya biraktigi bir filmin pesinde kosan insanlar. Evet kitap bitince patti yi aramak istedim. Ne konusacagimi bilmeden. Yalniz hissetmiyordur buyuk ihtimalle ama yalniz degilsin demek icin aramak belki de. Yalniz olmadigimi kendime inandirabilmek icin bir ihtimal. 

Uzun zaman sevgilim olan Janis Joplin in de reddedildigini, basina hep bu geldigi icin uzuldugunu okudum. Belki orda olsam “kendi kiymetini bil Janis” derdim ona. Belki Janis ona gore davranirdi belki o salak oglan da simdi ben Janis’ in sevgilisi diye bir ani kitabi yazardi. Patti smith in neden smells like teen spirit i coverladigini anlamamistim. Populer olma cabasina yormustum hatta. Yorumunu da cok sevmemis icimde hissetmemistim. Simdi anliyorum ki patti ondan belki de 30 yas kucuk olan bir cocugun cigligini zaten daha once atmisti. Simdiyse ayni seyi baska turle soyleme zamaniydi. Su anda kulagimda calan sey bunlari anlamis birinin bana guzel sozlerle fisildamasi. i am worse at what i do best. Bu cigliklari attik zaten simdi durulma zamani. İsiklar yandi, etraf daha tehlikesiz. O karanliktan birbirimizi bilmeden ama birbirimizi hissederek el yordamiyla ciktik. Cikabilenler tabi. Guzelim amy, est morte, 27 ans. Bir zamanlarki buyuk kahramanim kurt, est mort, 27 ans. Ben kendimi o ruh kavgasindan kurtarabilmek icin sanatla ilgilenmeyi biraktim, heyecanlanmamak icin okumadim, dinlemedim, izlemedim. Ama galiba bundan kacis yok. Bazen tek bir misra bile buna yol acabilirken bundan kacmak zor, belli bir sure icin mumkun belki ama sonsuza dek olabilir mi, iste orasini bilemem. İste bu kitabi okudum da aklimda su kaldi, we’re kids, just a bunch of kids.