7 Kasım 2014 Cuma

Bedeutungslosigkeit

Büyük büyük konuşuyorum, yok artık kitaplardan etkilenmeyecekmişim yok artık dışardan bakarak okuyabiliyormuşum. Sonra bir kitap bir yazar çıkıyor bu dediklerimin hepsini unutuyorum. Vüs'at O. Bener beni aldı, yerden yere çarptı, hala da süründürüyor. Sanki yazmak istediklerimi almış yazmış, başka hikayelerin arasından çıkıp gelip benim kalbimi mengeneyle sıkıştırmış gibi. Soğukalgınlığım geçmiyor bir türlü. Kitap hakkında atıp tutamayacağım, Bay Muannit Sahtegi'nin notlarıyla başladım, galiba adı Murakami'yi çağrıştırdı. Safım ben, Murakami de kimmiş? O günden beri diğer kitaplarının arasında kayboldum, hepsi ayrı bir tarafımdan tuttu çekiyor. Buzul çağının virüsü mü yoksa Dost Yaşamasız mı bilmiyorum ama en çok Buzul Çağının Virüsü. "Sana yirmi beş yaş dayanılmaz haşarılığını kanıtlayan yazılarından kopya ettiğim bir kaçını gönderiyorum." "Hep kıskandın kendini, kendinden canım aptalım benim. Sen hep yanılgı ve yenilgilerden oluştuğun için yaşayabilensin!" İyi ki bu metinlere üniversite zamanımda rastlamadım. Şimdi bile bu kadar çarpıldıysam o zaman kimbilir nasıl olurdum." Duyuyor musun Oğuz Atay! Çınar elli, kızdı mı kezzap gibi bakan, oysa iri çağla gözlü, kapılardan sığmaz güzel adamım! " Nefes nefese kalıyorum ben bu kitapları okurken çok yoruldum. Okuması anlaması zor diyorlar. Anlaması zor değil, sindirmesi zor. Çok yoruldum. Ben bu kitapların yorgunuyum. 

1 yorum:

  1. Vüs’at O. Bener bu yazıyı okumalıydı. Onun yazdıklarının sende yarattığı duyguları anlatman bir Vüs’at O. Bener betimlemesi güzelliğinde olmuş.

    YanıtlaSil